1975 yılında 11 yaşında olan Gru, kötü bir adam olmak için kendisine çalışması için yanına aldığı minyonlarda yardım talep eder. Daha sonra kendisine gelen davet ile şaşkına döner ve heyecandan yerinde duramaz. Gittiği bir gizli görevde ihanete uğrar buna rağmen sonunda alması gereken taşı çalar ve hemen oradan ayrılır. Bodrum katına inen Gru, Otto’nun taşı evcil hayvan kayası ile değiş tokuş yaptığını öğrenir.

Film, zorlu bir dönem geçiren genç bir kızın hikayesine odaklanıyor. Genç kız, gerçek hayattaki arkadaşlarının büyüdüğünü ve hayali arkadaşlarının artık kimse tarafından hatırlanmadığını fark eder. Ancak bir gün, herkesin unuttuğu bu hayali arkadaşı görmeye başlar. Yazar ve yönetmen John Krasinski'nin ustalıkla işlediği bu konsept, seyirciyi duygusal ve büyülü bir yolculuğa çıkarır. Genç kızın, bu beklenmedik süper gücü keşfetmesiyle birlikte yaşadığı iç çatışmalar ve dış dünyayla olan ilişkisi filmde önemli bir yer tutar. Onun, unutulmuş hayali arkadaşlarını tekrar bulma ve onlarla iletişim kurma çabaları, filmi etkileyici kılan unsurlardan biridir. Filmin temelinde, çocukluk hayallerinin ve dostlukların önemi vurgulanırken, büyümekle birlikte unutulan değerlerin hatırlanması ve yeniden keşfedilmesi teması işlenir.

Gru ve Lucy, kızları Margo, Edith ve Agnes ile mutlu bir yaşam sürerken, ailelerine yeni bir üye katılır: Gru Jr. Bu küçük afacan, babasına sürekli şakalar yaparak onu zor durumda bırakmaya heveslidir. Bir gün, Gru eski düşmanı Maxime Le Mal ve onun tehlikeli sevgilisi Valentina ile karşılaşır. Tehlikenin farkına varan Gru ve ailesi, evlerinden kaçmak zorunda kalır. Gru, ailesini korumak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdır. Bu zorlu dönem, Gru'nun liderlik yeteneklerini ve ailesine olan adanmışlığını ortaya koyar. Sonunda, tüm engelleri aşarak yeniden güvenli bir hayata kavuşmayı hayal ederler ancak Maxime’in hemen pes etmeye niyeti yoktur.