Sabah güneşinin ışınları Çin'in yemyeşil bambu ormanlarının üzerine yayılırken Po'nun kalbi heyecandan küt küt atıyordu. Hayatını, erişte fırlatan bir panda olarak, babasının eski erişte dükkânının ötesinde kendisini bekleyen gizemlerin hayalini kurarak geçirmişti. Hayatının macerasının başlamak üzere olduğundan pek haberi yoktu. Kaderin bir cilvesi olarak, Po'nun uzun zamandır kayıp olan babası, asla tanışmayacağını düşündüğü panda, küllerinden doğan bir anka kuşu gibi hayatına yeniden ortaya çıktı. Bu beklenmedik buluşma Po'da bir merak kıvılcımını ateşledi ve birlikte gizli bir panda cennetini ortaya çıkarmak için bir yolculuğa çıktılar. Yol boyunca, her biri kendine özgü tuhaflıklara ve çekiciliğe sahip, yeni panda arkadaşlarından oluşan keyifli bir toplulukla karşılaştılar.